Suphi Saatçi
Türkmen Dağarcığı
60 Yıldan Sonra Katliam Kitabı
Bin yıldan beri Irak’ta varlık gösteren Türkmenler, 14-16 Temmuz 1959 tarihinde korkunç bir soykırımına maruz kaldılar. Sadece Türkmenlerin veya Irak’ın değil bütün bir insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen bu facia “Meczeret Kerkük Temmuz 1959” Arapça başlığı altında kitaplaştı. Başlığının Türkçesi “Kerkük Katliamı Temmuz 1959” olan bu değerli çalışma Kerkük Vakfı tarafından yayımlandı. İstanbul’da (Birinci Baskı, Temmuz 2020) basılan kitap 495 sayfadan oluşmaktadır. Bu önemli kitabın İkinci baskısı ayrıca Kerkük’te yapıldı.
Türkmenlerin hafızalarında bütün canlılığı ile hâlâ yaşayan bu korkunç katliam, değerli Türkmen araştırmacı yazar Av. Habib Hürmüzlü tarafından kaleme alındı. Uzun yıllara yayılan araştırma çabaları sonucu ortaya çıkan bu çalışma, büyük bir emek ürünüdür. Yıllardan beri yürüttüğü araştırmaları sayesinde pek çok yazılı ve görsel belge ve kaynağa ulaşan Hürmüzlü, birçok anı ve raporu incelemiş ve sayısız canlı tanığın ifadesine başvurmuştur. Böylece yazılı ve sözlü katliam tasvirini büyük bir sabır ve serinkanlılıkla yazıya geçirmiştir. Ulaştığı ve masa üstüne yatırdığı her türlü yazılı ve sözlü bilgiyi süzgeçten geçiren yazar, bilimsel ve tarafsız yaklaşımı ile Kerkük Katliamını her yönü ve gerçek yüzüyle ortaya koyarak okuyucuya yansıtmıştır.
Çeşitli cepheleriyle konuyu ele alan Hürmüzlü, eserinin içeriğini ve konularını çekici başlıklarla zenginleştirmiştir. Bu bakımdan okuyucuların fikir edinmesi açısından öncelikle kitabın bölümlerinin başlıklarını gözden geçirmek gerekir.
Kitabın Birinci Bölümünde Kerkük Katliamı öncesi meydana gelen olaylar şu başlıklar altında ele alınmıştır: Katliam öncesi durum ve Irak Türkmenleri; monarşi döneminde Türkmenler; Katliam öncesi meydana gelen olaylar; Türkmenlere ait evlerde silah aramasında bulunulması ve evlerin mahremiyetine tecavüz edilmesi; Türkmenlerin silahlardan arındırılması ve güney bölgelerine sürülmeleri.
İkinci Bölümde karanlık günlerdeki olaylar anlatılmıştır: Katliam günleri; Kerkük Kalesinin bombalanması; Komünist ve Kürt Patilerinin katliama karşı tavırları; Katliamdan korkunç sahneler; Ata Hayrullah ve kardeşi İhsan’ın şehit edilmeleri; 14 Temmuz gününden önce şehit Ata Hayrullah Kerkük’e neden döndü? Muhtar Fuat’ın kızı Emel’in şehit edilmesi; Selahattin ve Mehmet Avcı kardeşlerin şehadeti.
Üçüncü Bölüm, Katliamdan dolayı Türkmenlerin yaşadığı acılara ayrılmıştır: Katliam sonrası Türkmenlerin durumu ve katliamın doğurduğu sonuçlar; şehitler, yaralılar ve maddi yönden zarar görenler; Şehit olan Türkmenlerin sayısı 25 değil, 27’dir; Türkmen şehitlerinin adları; yaralıların resmî listesi: maddî yönden zarar görenler; Kerkük olaylarında zarar görenlere tazminat ödenmesi; resmî makamlara verilen raporlar; Türkmenlerin Abdülkerim Kasım’a verdiği rapor; Türkmenlerin genel Askerî Hakime verdiği rapor; katliam kendiliğinden mi yoksa önceden mi planlanmıştı? Planlayanlar ve uygulayanlar; katliam, planlayanların hedeflerini gerçekleştirdi mi; kötüler ve iyiler; katliamı planlayanların Türkmenleri katliam yapmakla suçlamaları; suçlu tutukluların serbest kalma talepleri; Katliam yapanların Türkmen toplumuna yaptıklarından dolayı özür dilediler mi? Kerkük’te dikilen iki yüce heykel.
Yazar eserinin Dördüncü Bölümünde Abdülkerim Kasım’ın Katliam karşısında duruşunu ele almıştır: Kasım neden Komünistlerin safında yer aldı ve nasıl onlardan koptu; Abdülkerim Kasım’ın kişiliği ve Irak’ta olayların gelişmesi; Abdülkerim Kasım halkın kaderine hâkim olmak için Irak Komünist Partisine neden büyük fırsat verdi? Abdülkerim Kasım Komünistlerden neden ayrıldı? Abdülkerim Kasım’ın Mar Yusuf Kilisesindeki hutbesi; Abdülkerim Kasım’ın 29 Temmuz 1959 tarihindeki basın toplantısı; Katliam karşısında Kasım’ın tavır değişikliği; Kerkük Katliamını Abdülkerim Kasım’a kim haber verdi; Kerkük Katliamındaki cinayetleri kim durdurdu ve bunun ateşini kim söndürdü; Şehit kardeşler Ata ve İhsan Hayrullah’ın ailelerine karşı Kasım’ın tavrı.
Beşinci Bölümde görgü tanıklarının ifadeleri ile resmî makamların raporlarına yer verilmiştir: Görgü tanıklarının ifadeleri; tahkikat komisyonunun raporu; Kerkük Polis Müdürünün raporu: Emniyet Genel Müdürlüğünün raporu ve İçişleri Bakanlığının raporu.
Altıncı Bölüm Katliamın uluslararası yankıları ile elçiliklerin ve yabancı misyon şeflerinin raporlarına ayrılmıştır: İngiliz belgelerine göre katliamın betimlenmesi; Kerkük Katliamı olaylarının İngilizlerce analizi; Irak 1959 yılı hakkında İngilizlerin analizi; Türk hükümetinin katliama karşı tavrı; Türk Dışişleri Bakanlığının olay hakkındaki açıklaması; Katliam Türkiye Büyük Millet Meclisinde.
Yedinci Bölümde Irak ve Yabancı basının Katliam hakkındaki yorumları üzerinde durulmuştur: ABD basınında katliamın yankıları; İngiliz basınında katliam; Irak basınında katliam; Türk basınında katliam.
Sekizinci Bölümde yazar ve araştırmacıların katliam ve bunu yapan kesimler hakkındaki görüşler ele alınmış, bu arada Irak Komünist Partisi ile Kürt partilerinin duruşlarına yer verilmiştir. Bu bölümde ayrıca Türkmen, Arap, Kürt ve Komünist yazar ve eser sahiplerinin katliam hakkında ileri sürdükleri görüş ve yorumlar sıralanmıştır.
Dokuzuncu Bölümün konusu katliamı gerçekleştirilenlerin yargılanmaları ve haklarında verilen hükümlerden oluşmaktadır. Bu bölümde mahkeme celseleri ve çıkan kararlara değinilmiştir. Burada esas en ürkütücü husus, Türkmen şehitlerinin katledilişinde yaşanan vahşet sahneleridir. Bu sahnelerde Ata Hayrullah, Osman Hıdır, Selahattin Avcı ve kardeşi Mehmet Avcı, Cahit Fahrettin, Abdullah Ahmet, Cuma Kamber, Enver Abbas, Nurettin Aziz, İbrahim Ramazan, Şakir Zeynel, Fatih Yunus ve yaralı Selim Esat’ın sürüklenmesi olayı anlatılmıştır. Bu arada Ali Haşim’i öldürmeye teşebbüs, Kerkük Polis Müdürlüğüne yapılan baskın, İmam Kasım Polis Merkezine zorla girilip silahlarına el konulması olayları da anlatılmıştır.
Bu bölümün sonunda Katliamı düzenleyenlerin hakkında verilen karar, katliamı yapanların çarptırıldıkları idam cezası kararlarının infazı; 28 mahkumunun idamının infazına dair Kuzey Bölgesi Genel Askerî Hakiminin 30 sayılı bildirisi ve yargıdan kaçan canilerin suikastlarla öldürülmeleri konusu işlenmiştir. Kitap, Değerlendirme ve Sonuç, Fotoğraflar ve Kaynaklarla son bulmaktadır.
Sadece Türkmenler ve Irak değil, bütün bir insanlık tarihinde kara ve büyük bir leke olarak yer alan Kerkük Katliamı, yapıldığı tarihten günümüze 61 yıl geçmiş olmasına rağmen, insanlık dışı bu büyük facia belleklerde yaşıyor. Ancak bu soykırımının bir kitap olarak yazılması ve tarihe tevdi edilmesi büyük önem taşımaktadır. İşte bu şerefli ve büyük hizmet, kıymetli Türkmen araştırmacı yazar Habib Hürmüzlü büyüğümüze nasip olmuştur.
Bu eser sayesinde 20. yüzyılda yaşanan bu insanlık dışı facia, 21. yüzyıla ve daha sonraki yüzyıllara taşınmış ve tarihin belleğine tevdi edilmiştir. Bütün ayrıntıları ile Kerkük Katliamını ortaya koyan bu eserde, cinayeti işleyenlerin kimliği ve adresi de ortaya konmuştur. Böylesine ayrıntılı, tarafsız, sadece ve sadece gerçeği ortaya koymak çabasıyla kaleme alınan bu eserin hem Türkçeye hem de İngilizceye çevrilmesi büyük önem taşımaktadır. Türkmen gençlerinin bu eseri mutlaka okumalı ve tarihten ibret almaları gerekir.
Yaptığı bu büyük hizmetten dolayı Habib Hürmüzlü’yü candan alkışlıyor ve kendisine asude ve uzun bir ömür diliyorum. Kalemine ve gönlüne bereket diyelim…