Bize Göre Sen Niye Burada Değilsin? Tanınmış ve çok manidar yazı ve göndermeler yazan bir gazeticeden duymuştum. Zamanında Amerika Birleşik Devletlerinde yeni sendika faaliyetleri başlarken toplum kitleleriyle idare temsilcileri ve polis güçleri arasında her zaman çatışma çıkarmış. Bu sıralarda New York’ta yaşayan Harry ve Donald isminde diyelim iki filozof arasında dostluklarına rağmen tutum farklılıkları var ve aynı istikamette düşünmezlermiş. Bir İşçi federasyonu gösterisinde yine karşı karşıya gelinmiş, adeti üzere bunları destekleyen ve her zaman hak arayışı hareketlerine destek veren Harry polis tarafından tutuklanarak nazarete alınır. Donald arkadaşını ziyaret edip hâlini hatırını sormak ister. Kalabalık tutuklular arasında olan Harry’I görür ve hemen sorar: – Harry , niye buradasın? Harry hemen cevabını yapıştırır: – Donald, sen niye burada değilsin? Biz de bazı soydaşlarımıza aynı soruyu soramaz mıyız? 100 yıla yakındır, dedelerimiz; babalarımız ve biz bir dava peşinde koşarken siz niye bizim yanımızda olmadınız? Neden başka partilere gölge oldunuz da, adına Türkmen sözünü haksızca ilâve ettiğiniz güya partiler kurdunuz. Daha doğrusu kurduruldunuz. Yarın yaşlanıp bir kış gecesi âdet üzere torunlarınıza eski zamanlar muhabbeti yaparken yüzünüz kızarmayacak mı? Kendi milletimizi, kendi davamızı ve kendi emellerimizi boğarak başkasına yem olduğunuzu hatırlayarak pişmanlık duymayacak mısınız? Bir devlet görevi için, bir aylık maaş için ve sözde bir mevki için gelecek nesillerin emelini resmen sattığınızda hiç mi yüreğiniz sızlamadı? Size açık açık “ Karton Parti “ dendiğinde, neden bu girdaba düştüğünüzü sorgulamadınız? Bir soru daha soralım. Yıllar yılı ne kanlar döküldü, ne şehitler darağaçlarında sallandı ve tek kelime ile canlarını verdiler bu dava için. Sizden bu fedakârlık dâhi istenmedi. Sizden sadece geniş kitlelere sırt çevirmemeniz, gelecek nesillerimizin emellerini körletmemeniz ve saygın bireyler olarak yaşamanız istendi. Bundan fazla bir taleple karşılaştınız mı? Ancak siz, bütün bunlara kulak tıkadınız. Zannettiniz ki elde edecekleriniz kalıcıdır veya kazançlıdır. Farkına varmadığınız şey , bir şeyler kazanma karşılığında bir çok şeyi kaybettiniz. Bu dava için bırakın onlarca yıl öncesini, bu yaşadığımız yıllardan bahsedelim. 2003- 2004 yıllarında gösterilerin en ön saflarında genç ve yaşlı kadınlarımızı görmediniz mi? Seçim sahtekarlıklarına karşı hayır diyen Mavi Direniş’i bizim kadınların sürdürdüklerini ve başarılı kıldıklarını seyretmediniz mi? Baas rejimine karşı 17-18 yaşlarında gençlerimizin “ Öğrenci Boykotu “ ile rejimi sarsmadı mı? Siz bunları yaşayarak gördünüz ve seyrettiniz. Sıra size gelince, biz başka bir partinin yandaşı olup kendi milletimize diş bileyeceğiz mi diyecektiniz Gafiller? Sakın, biz gerçekçiyiz, sakın biz gelecek nesillerimizin âkibetini düşünüyoruz, etrafımızla entegre oluyoruz demeyin. Hâl böyle olsaydı halk size tabi olurdu. Halbuki şimdi peşinizden kimse gelmiyor, size bakanlar açıkça acıyarak bakıyor, dudak büküyor. Siz, gelecek nesillerimizin istikbali için değil, bu üç günlük dünya çıkarları için bu yola saptınız. Ama yazık ettiniz. Herbirinize sormalı, sen niye burada değilsin? Normal yerin bu saflar değil mi? Bakın şu parti veya öteki taraf demiyorum, sadece bu kalplerde çarpan şuur ve emellerin yanında olmanız gerekmez miydi? Bugün: Siz niye buradasınız, diyenlerden oldunuz: Birisi çıkıp size: Siz niçin burada değilsiniz? Sormayacak mı? Emin olun o soru size sorulmuyorsa durum daha da vahim. Yani size bir sitem dahi gerekmiyor anlamına geliyor ve millet olarak millî vicdanda yerinizi kaybettiğiniz anlamına geliyor. Evet, herbiriniz cevap verebilecek misiniz? Sen niye burada değilsin? Titreyin ve kendinize dönün.